1- Aruz vezninde heceler açık (kısa) kapalı (uzun) ve medli hece olmak üzere üç gruba ayrılır.
2- Başlıca tef‘ileler şunlardır: Fa‘ (-) Fe ul (. -)Fa‘ lün (- -) Fe i lün (. . -)Fâ i lün (- . -) Fe û lün (. - -) Mef û lü (- - .) Fe i lâ tün (. . - -) Fâ i lâ tün (- . - -) Fâ i lâ tü (- . - .) Me fâ i lün (. - . -) Me fâ î lün (. - - -) Me fâ î lü (. - - .) Müf te i lün (- . . -) Müs tef i lün (- - . -) Mü te fâ i lün (. . - . -)... Burada tef‘ilelerle parantez içindeki hecelerinin değerlerinin aynı olduğuna dikkat etmeniz gerekmektedir.
3- Aruz vezninde tef‘ileler heceleri bölebilir. Hece ölçüsündeki gibi okuyuşta tef‘ilelerde durgu yapılamaz.
4- Aruz vezninde hecelerin kısalığı ve uzunluğu esas olduğu için bazı Türkçe kelimeler kısa olduğu halde vezin gereği uzun okunur; buna imale denir. İmale kısa heceyi uzun yapar. Arapça ve Farsça kelimelerdeki bazı uzun seslerin vezin gereği kısa okunmasına da zihaf denir. Zihaf ise imalenin tersine uzun heceyi kısa yapmayı sağlar. Hece ölçüsünde böyle bir mesele yoktur. Türk edebiyatında imale çok sayıda bulunmakla beraber zihaf hoş karşılanmadığı için çok az yapılmıştır. Ve bu bir kusur olarak görülmektedir.
5- Farsça tamlama eki olan “-i” ile “ve” anlamındaki “ü vü” bağlacı vezin gereği uzun da olabilir kısa da olabilir.
6- Medli heceler hafif bir “i ı” sesi varmış gibi okunur. Bahâr kelimesi bahâr[ı] eşkden kelimesi ise eşk[i]den şeklinde söylenmesi gerekmektedir.
7- Feilâtün / Feilâtün / Feilâtün / Feilün kalıbıyla yazılan şiirlerde ilk tef‘ile bazı mısralarda Fâilâtün son tef‘ile ise Fa‘lün olabilmektedir. Bu sadece bu kalıba özgü bir özellktir. Bu kalıpla yazılan şiirlerde başta imale yapmaya gerek kalmamaktadır. Farklı tef‘ile parantez içinde hemen altında gösterilmelidir.
8- Türkçe kelimelerle aruzdaki başarı Muallim Naci ile başlamış Türk aruzu Tevfik Fikret Yahya Kemal Beyatlı ve Mehmet Âkif Ersoy tarafından gerçekleştirilmiştir. Hatta Mehmet Âkif o kadar başarılı olmuştur ki bir çok kişi İstiklâl Marşı'nın hece ölçüsüyle yazıldığını sanar. Halbuki bu marş aruzun “Fe i lâ tün / Fe i lâ tün /Fe i lâ tün /Fe i lün” kalıbıyla yazılmıştır.
9- Aruzla yazılan bir şiirin hece sayısı çoğu zaman eşit olur. Mısralardaki açık kapalı dizilişinin aynı olması o şiirin aruzla yazıldığın gösterir.
Cânı cânânı bütün vârımı alsın da Hüdâ 15 hece
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ 15 hece
10- Sessiz bir harfle biten kelime vezin gereği açık olması gerekirse kendinden sonra sesli ile başlayan bir hece varsa birinci kelimenin sonundaki harf ikinci kelimenin ilk hecesine bağlanır. Buna ulama denir. Ulama kapalı heceyi açık hale getirir. Ulama genellikle yapılır; fakat her zaman yapılmak mecburiyetinde değildir.
11- Servet-i Fünun edebiyatçıları bir şiirde değişik aruz kalıpları kullanmak suretiyle serbest vezne zemin hazırlamışlardır. Cenap Şahabetin'in “Elhân-ı Şita” adlı şiiri bu şekilde yazılmıştır. Bu şiirdeki bazı mısralar Feilâtün / Mefâilün / Feilün bazı mısralar ise Mef‘ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün kalıbıyla yazılmıştır.
12- Bir şiirin vezni en az iki mısradan hareket ederek bulunabilir. Tek mısraa bakarak vezin bulunmaz.
13- Mısralardaki imale ve zihaf kusuru olan heceleri altı çizilerek belirtilmiştir.
14- Bir şiirin vezni bulunurken şu işlemler yapılır:
a) Veznini bulacağımız mısraların hecelerindeki uzun seslilere dikkat ederek yazmalıyız.
b) Önce mısralardaki hecelerin açık mı kapalı mı oldukları tespit edilir.
c) Medli hece olup olmayacağı özellikle kontrol edilmelidir. Bu ihmal edilirse bir mısradaki hece değeri eksik çıkar. Mısralardaki heceler sayılarak medli hece olup olmadığı konusunda bir ipucu yakalayabiliriz.
d) Hecelerin açık kapalı değerleri karşılıklı kontrol edilir. Önce imkân varsa ulama yoksa imale yapılır. Zihaf çok az bulunduğu için en sonra o ihtimal düşünülür.
e) Hecelerin karşılaştırılması yapıldıktan sonra açık kapalı değerleri çizgi ve nokta şeklinde ayrı bir yere geçilir. Mısra sayısına göre tef‘ile sayısı tahmin edilmeye başlanır. İlk tef‘ile en az heceden oluşur. Genelde az heceli Fa’ Fe i lün Fâ i lün gibi tef‘ileler sonda bulunur.
f) Yazılan aruz kalıbı ile işaretler arasında uyum olmasına dikkat etmek gerekmektedir. Aksi halde aruz kalıbını yanlış tespit edebilirsiniz.